
Diyabet (Şeker Hastalığı)
Prof. Dr. Ela Temeloğlu Keskin
Diyabet (Şeker Hastalığı)
Diyabet Nedir?
Diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi ya da vücudun üretilen insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucunda ortaya çıkan kronik bir hastalıktır. İnsülin, kan şekerinin (glukoz) hücrelere girmesine yardımcı olan bir hormondur.
Vücut, insülin olmadan veya yetersiz insülinle, glukozu enerji için kullanamaz ve kanda birikmesine yol açar. Bu durum uzun vadede çeşitli organlara ve sistemlere zarar verebilir.
Diyabet, tedavi edilmediğinde kalp, damar, böbrek, göz ve sinir sistemi gibi birçok organda ciddi sorunlara neden olabilir.
Bu hastalık yaygın olarak görülen iki ana türü içerir: Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabet, ayrıca hamilelik sırasında ortaya çıkan Gestasyonel Diyabet de önemli bir diyabet türüdür.
Tip 1 Diyabet
Tip 1 diyabet, bağışıklık sisteminin pankreasın insülin üreten beta hücrelerine saldırdığı ve onları yok ettiği otoimmün bir hastalıktır. Bu durum, pankreasın artık insülin üretememesi anlamına gelir. Genellikle çocukluk veya genç erişkinlik döneminde başlar, ancak her yaşta da ortaya çıkabilir.
Nedenleri: Tip 1 diyabetin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve çevresel faktörler (viral enfeksiyonlar gibi) rol oynayabilir.
Belirtiler: Sık idrara çıkma, aşırı susuzluk, ani kilo kaybı, aşırı yorgunluk, bulanık görme.
Tedavi: Tip 1 diyabetin tedavisi ömür boyu insülin enjeksiyonları veya insülin pompası kullanmayı gerektirir. İnsülin seviyelerini düzenli olarak izlemek ve uygun dozda insülin almak hayati önem taşır. Ek olarak, kan şekeri seviyelerini dengelemek için düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve düzenli tıbbi kontroller gereklidir.
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabet, vücudun insüline karşı direnç geliştirdiği ve pankreasın yeterli miktarda insülin üretemediği bir durumdur. Bu, kan şekerinin yükselmesine ve zamanla çeşitli sağlık komplikasyonlarına yol açabilir. Tip 2 diyabet, yetişkinlerde daha yaygın olmakla birlikte, obezite, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle gençlerde de artmaktadır.
Nedenleri: Tip 2 diyabetin en önemli nedenleri arasında obezite, hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve genetik faktörler yer alır. Ailede diyabet öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir.
Belirtiler: Tip 1 diyabetle benzer belirtiler görülmekle birlikte, belirtiler genellikle daha hafif ve yavaş gelişir. Bu belirtiler arasında sık idrara çıkma, aşırı susama, yorgunluk, bulanık görme ve iyileşmeyen yaralar bulunur.
Tedavi: Tip 2 diyabet genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ile yönetilebilir. Sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz, kilo kontrolü ve sigarayı bırakma, kan şekerini kontrol altına almak için gereklidir. Eğer bu yöntemler yeterli olmazsa, ağızdan alınan diyabet ilaçları ve/veya insülin tedavisi gerekebilir.
Gestasyonel Diyabet (Gebelik Diyabeti)
Gestasyonel diyabet, hamilelik sırasında kan şekeri seviyelerinin yükselmesiyle ortaya çıkar. Genellikle hamilelikten sonra normale dönse de, gebelik diyabeti geçiren kadınların ilerleyen yıllarda Tip 2 diyabet geliştirme riski artar.
Nedenleri: Hamilelik sırasında üretilen bazı hormonlar, vücudun insülini etkili bir şekilde kullanmasını zorlaştırabilir. Genetik yatkınlık, aşırı kilo ve önceki gebeliklerde gestasyonel diyabet geçmişi bu durumu tetikleyebilir.
Belirtiler: Genellikle belirgin bir belirti yoktur. Bu nedenle gebelik sırasında kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi önemlidir.
Tedavi: Gestasyonel diyabetin tedavisinde sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve bazen insülin tedavisi gerekebilir. Ayrıca doğum sonrasında kan şekerinin normal düzeylere dönüp dönmediğinin kontrol edilmesi gereklidir.
Diyabetin Komplikasyonları
Diyabet, kontrol altına alınmadığında uzun vadede ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu komplikasyonlar, yüksek kan şekeri seviyelerinin vücuda zarar vermesi sonucunda ortaya çıkar:
Kalp ve Damar Hastalıkları: Diyabet, kalp krizi, felç ve damar tıkanıklıkları gibi kardiyovasküler hastalık riskini artırır.
Nefropati (Böbrek Hasarı): Yüksek kan şekeri, zamanla böbreklerde hasara yol açabilir ve böbrek yetmezliğine neden olabilir.
Nöropati (Sinir Hasarı): Diyabet, özellikle bacaklar ve ayaklar olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde sinir hasarına yol açabilir. Bu durum, ağrı, uyuşma ve enfeksiyon riskini artırır.
Retinopati (Göz Hasarı): Diyabet, retina kan damarlarına zarar vererek görme kaybına ve körlüğe yol açabilir.
Yaraların İyileşmemesi ve Enfeksiyonlar: Diyabetik hastaların yaraları daha yavaş iyileşir ve enfeksiyon riski artar. Bu, özellikle ayaklarda ciddi yaralar ve enfeksiyonlara (diyabetik ayak) yol açabilir.
Diyabetin Teşhisi
Diyabetin teşhisi kan şekeri ölçümleri ile konur. Diyabet teşhisi için yaygın olarak kullanılan testler şunlardır:
Açlık Kan Şekeri Testi: 8-12 saatlik açlıktan sonra ölçülen kan şekeri seviyesidir. Açlık kan şekeri 126 mg/dL veya üzerindeyse diyabet tanısı konabilir.
Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT): Hastaya şekerli bir içecek verildikten sonra kan şekeri seviyeleri izlenir. Bu test, özellikle gestasyonel diyabetin teşhisinde kullanılır.
HbA1c Testi: Son iki ila üç aylık ortalama kan şekeri seviyesini gösterir. HbA1c değeri %6.5 veya daha yüksekse diyabet tanısı konabilir.
Diyabetin Tedavisi
Diyabetin tedavisi, kan şekerini kontrol altına almak ve komplikasyonları önlemek için gereklidir. Tedavi yöntemi, diyabet türüne ve hastanın durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir:
Tip 1 Diyabet: Tip 1 diyabetli hastalar, ömür boyu insülin tedavisine ihtiyaç duyarlar. İnsülinin doğru dozda kullanılması ve düzenli kan şekeri kontrolü hayati önem taşır.
Tip 2 Diyabet: Tip 2 diyabet tedavisinde öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri yapılır. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve kilo kaybı kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmada büyük rol oynar. İlaç tedavisi gerektiğinde oral antidiyabetik ilaçlar veya insülin kullanılabilir.
Gestasyonel Diyabet: Gestasyonel diyabet tedavisinde sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle kan şekeri kontrol edilmeye çalışılır. İnsülin tedavisi gerekebilir.
Diyabet Yönetiminde Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Beslenme: Sağlıklı ve dengeli beslenme diyabetin yönetiminde önemli bir rol oynar. Kan şekerini ani yükselten rafine karbonhidratlardan kaçınılmalı, lif açısından zengin gıdalar tüketilmeli ve porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir.
Egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite, kan şekeri seviyelerini düşürmeye ve insülin direncini azaltmaya yardımcı olur. Haftada en az 150 dakika orta düzeyde egzersiz önerilmektedir.
Kilo Kontrolü: Fazla kilo, insülin direncini artırır ve diyabet riskini yükseltir. Kilo vermek, Tip 2 diyabetin kontrolünde büyük rol oynar.
Düzenli Kontroller: Diyabetli hastaların düzenli olarak kan şekeri seviyelerini, HbA1c değerlerini ve diğer sağlık parametrelerini takip etmeleri gerekir.
Sonuç
Diyabet, kontrol altına alınmadığında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen kronik bir hastalıktır. Ancak erken teşhis, düzenli tedavi ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ile yönetilebilir. Diyabetli hastalar, kan şekeri seviyelerini yakından izlemeli, tıbbi tedavilerine sadık kalmalı ve yaşam tarzlarını diyabet yönetimine uygun şekilde düzenlemelidir. Bu sayede diyabetin komplikasyonları en aza indirilebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürülebilir.